Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%25
NİNOVA'NIN YAKARIŞI

NİNOVA'NIN YAKARIŞI

Liste Fiyatı : 120,00TL
İndirimli Fiyat : 90,00TL
Kazancınız : 30,00TL
9789757112075
362202
NİNOVA'NIN YAKARIŞI
NİNOVA'NIN YAKARIŞI
90.00

Klasiklerde ilkin rastladık çoğumuz “Onlar”a. Siyahlara bürünmüş ibadet adamları, kahinler, diyakonlar, matranlar, çanlar, naqusalar... Oysa “Onlar”çok yakınımızda, yanıbaşımızdaydılar. Hem de çoğumuzdan önce burdaydılar. Rivayet değil, bir zamanlar bu topraklarda; “Qudşanis’te geceyarısı ibadete başlanır, naqusalar çalınırdı ve köyün reisi, gecenin onuruna evinin çatısında tüfeğiyle atışlar yapardı.” Bugün harabelere dönüşmüş mekanlarda eskiden; “Geceyarısı kiliseler ışıklarla donatılır, dualar başlar, herkes ilahiler söyleyerek mezarlığa giderdi.” Çok eski zamanlarda Mezopotamya’da insanlar, ellerinde mumlarla birbirlerini; “Yeniden diriliş, yaşam ve yenilenmek senin üzerine olsun” diye selamlardı.

Şimdiye kadar hep “Biz” konuştuk, “Onlar” sustu; artık sıra “Onlar”da. Şimdi “Onlar” konuşacak. İyi dinleyin bu yakarışı, belki bu çığlıklarda sizin de payınız vardır.

Ninova’nın Yakarışı’na kulak verin

Kitabın arka kapağında yer alan yazı sadece Asur halkının değil yitip gitmiş pek çok etnik zenginliğin ortak çığlığı aslında. 
Karin Karakaşlı, Agos gazetesi, 17.01.1997

Ağlamayın, acı hafiflemesin
Ölümü gündelik hayata dahil eden bir anlayışları olduğunu anlıyoruz Asurların, Surma Xanem’in, Doğu Asur Kilise Gelenekleri ve Patrik Mar Şamun’un Katli kitabındaki anlatımından. Tıpkı yaşlı bir adamın, ölümü hiç aklından çıkaramaması gibi.

Bir faydası daha Surma Xanem’in anılarının; anlaşılıyor ki, eğer kulak verilir ve değerlendirilebilirse, doğru tarih bir eğilim olarak halkta, kütlede işlenmemiş bir biçimde ve siyasal çarpıtmalara uğramamış halde bulunabilir.

“Herkesin dolabında bir iskelet vardır” diyor İngilizler; biliyorum, başka bir şey kastediyorlar bu sözle ama, siz neden bu kadar eminsiniz, aile dolabınızda bir iskeletin bulunmadığından?
Dedeniz mutlaka arada sırada dalıyor, uzaklara bakıyordur, hatırlarsınız.
Ali Çakmak, Demokrasi gazetesi, 02.06.1996

Bir kitap, bir yayınevi

Daha biryaşını bile doldurmamış olan Avesta Yayınları’nın yedinci kitabı geçtiğimiz ay içinde yayımlandı: Ninova’ın Yakarışı. Yirminci yüzyılın başlarında bir halkın yok edilmesinde kimlerin payı yok ki? Türklerin, Kürtlerin, Arapların, İranlıların, Rusların ve tabii ki uyguladıkları kaypak ikiyüzlü politikalarla İngilizlerin bu soykırımda büyük payları var. 

Ahmet Soner, Demokrasi gazetesi, 31.05.1996

Dar mirovahî û kulîlkên wê jî qewm in


Em kirîvên hev, dost û cîranên hev, heval û navmaliyên hev bûn. Li Mezopotamyayê em bi hev re xemla darekê û kulîlkên wê bûn. Bi kurtasî, em tev şênahiya Bexçeyê Qewman bûn. Xêrnexwazan bagereke xurt û wêranker bi ser me de ajotin. Em bi hev dêxistin û wan em kirin qisasê serê hev.

Îro her kes li dû xwe difetile; ji encaman bêhtir li ser sedeman radiweste. Ji bo ku careke din di nav gelan de rûdanên sosret çênebin, gere mirov ji pirsa “gelo kî bûn em berdan hev?” re bersiveke qenc bibîne.
Zana Farqînî, Azadiya Welat, Hejmar: 19

  • Açıklama
    • Klasiklerde ilkin rastladık çoğumuz “Onlar”a. Siyahlara bürünmüş ibadet adamları, kahinler, diyakonlar, matranlar, çanlar, naqusalar... Oysa “Onlar”çok yakınımızda, yanıbaşımızdaydılar. Hem de çoğumuzdan önce burdaydılar. Rivayet değil, bir zamanlar bu topraklarda; “Qudşanis’te geceyarısı ibadete başlanır, naqusalar çalınırdı ve köyün reisi, gecenin onuruna evinin çatısında tüfeğiyle atışlar yapardı.” Bugün harabelere dönüşmüş mekanlarda eskiden; “Geceyarısı kiliseler ışıklarla donatılır, dualar başlar, herkes ilahiler söyleyerek mezarlığa giderdi.” Çok eski zamanlarda Mezopotamya’da insanlar, ellerinde mumlarla birbirlerini; “Yeniden diriliş, yaşam ve yenilenmek senin üzerine olsun” diye selamlardı.

      Şimdiye kadar hep “Biz” konuştuk, “Onlar” sustu; artık sıra “Onlar”da. Şimdi “Onlar” konuşacak. İyi dinleyin bu yakarışı, belki bu çığlıklarda sizin de payınız vardır.

      Ninova’nın Yakarışı’na kulak verin

      Kitabın arka kapağında yer alan yazı sadece Asur halkının değil yitip gitmiş pek çok etnik zenginliğin ortak çığlığı aslında. 
      Karin Karakaşlı, Agos gazetesi, 17.01.1997

      Ağlamayın, acı hafiflemesin
      Ölümü gündelik hayata dahil eden bir anlayışları olduğunu anlıyoruz Asurların, Surma Xanem’in, Doğu Asur Kilise Gelenekleri ve Patrik Mar Şamun’un Katli kitabındaki anlatımından. Tıpkı yaşlı bir adamın, ölümü hiç aklından çıkaramaması gibi.

      Bir faydası daha Surma Xanem’in anılarının; anlaşılıyor ki, eğer kulak verilir ve değerlendirilebilirse, doğru tarih bir eğilim olarak halkta, kütlede işlenmemiş bir biçimde ve siyasal çarpıtmalara uğramamış halde bulunabilir.

      “Herkesin dolabında bir iskelet vardır” diyor İngilizler; biliyorum, başka bir şey kastediyorlar bu sözle ama, siz neden bu kadar eminsiniz, aile dolabınızda bir iskeletin bulunmadığından?
      Dedeniz mutlaka arada sırada dalıyor, uzaklara bakıyordur, hatırlarsınız.
      Ali Çakmak, Demokrasi gazetesi, 02.06.1996

      Bir kitap, bir yayınevi

      Daha biryaşını bile doldurmamış olan Avesta Yayınları’nın yedinci kitabı geçtiğimiz ay içinde yayımlandı: Ninova’ın Yakarışı. Yirminci yüzyılın başlarında bir halkın yok edilmesinde kimlerin payı yok ki? Türklerin, Kürtlerin, Arapların, İranlıların, Rusların ve tabii ki uyguladıkları kaypak ikiyüzlü politikalarla İngilizlerin bu soykırımda büyük payları var. 

      Ahmet Soner, Demokrasi gazetesi, 31.05.1996

      Dar mirovahî û kulîlkên wê jî qewm in


      Em kirîvên hev, dost û cîranên hev, heval û navmaliyên hev bûn. Li Mezopotamyayê em bi hev re xemla darekê û kulîlkên wê bûn. Bi kurtasî, em tev şênahiya Bexçeyê Qewman bûn. Xêrnexwazan bagereke xurt û wêranker bi ser me de ajotin. Em bi hev dêxistin û wan em kirin qisasê serê hev.

      Îro her kes li dû xwe difetile; ji encaman bêhtir li ser sedeman radiweste. Ji bo ku careke din di nav gelan de rûdanên sosret çênebin, gere mirov ji pirsa “gelo kî bûn em berdan hev?” re bersiveke qenc bibîne.
      Zana Farqînî, Azadiya Welat, Hejmar: 19

      ISBN
      :
      9789757112075
      Boyut
      :
      13,5x19,5
      Sayfa Sayısı
      :
      112
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      4
      Basım Tarihi
      :
      2015
      Çeviren
      :
      Meral Barış
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
UA-179024399-1