Sepetim (0) Toplam: 0,00TL

Ahmet Sureyya 1883’te Suriye-Mektele’de doğdu. İstanbul Üniversitesi’nden ziraat mühendisliği diploması aldı, 1904’te Türkiye’nin güvenliğine karşı komplo içinde olmakla suçlanarak zindana atıldı ve iki buçuk yılını zindan ve sürgünde geçirdi. 1906’da da Rıdvan Paşa’nın öldürülmesinden sonra onun Mekteb-i Sultani’de iken buradan alınarak sürgüne gönderildi.

İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü, 1908-1909’da burada Kürtçe-Türkçe olarak Kurdistan gazetesini çıkardı fakat 1909’da 31 Mart Olayı sonrası İttihat-Terakki yönetimi eliyle estirilen devlet terörü sırasında yakalanıp “mürtecilik” ithamıyla Bekirağa Bölüğü’ne kondu, “askeri ayaklanma hazırlıkları içinde yeralmaktan ölüme mahkum edildi ve gazete kapatıldı. Sonra affedilerek 1910’da sürgüne gönderildi. 1912’de İstanbul’a dönüp orada gizli devrimci bir Kürt komitesi örgütlerse de yeniden ölüme mahkum edilerek zindana atıldı. Bir süre sonra zindandan kaçarak 1913’te Osmanlı İmparatorluğu’nu terketti.

Daha sonra 1917’de Azizi Ahmed müstear adıyla Kahire’de yine Kurdistan gazetesini çıkardı. Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra Kahire’de kurduğu Kürdistan İstiklal Komitesi’nin genel sekreterliğini yaptı.
Mısır’da bulunduğu sırada bir yandan Kürt sorununu tanıtmaya çalışır, öte yandan da Kürt sorununda özellikle dış destek sağlanması ve bir Kürdistan yönetiminin kurulması için çalışır. Bu çalışmalarında diplomatik uğraş ve ilişkileri temel almış olan Süreyya Bedirhan, İngilizlerin desteğini almak için çaba göstermiş, bu anlamda İngiliz yanlısı olmuştur.

Bazı kaynaklara göre, Kemalistlerin yönetime gelmesinden sonra Türkiye’de Sureyya Bedirxan, kardeşleri Celadet ve Kamiran ile babaları Emin Ali Bedirxan hakkında ölüm kararı verilmiştir. Sureyya Bedirxan, 1927’de, Xoybûn’a katıldı. 1929’da Suriye’ye döndü, 1930’da Fransız mandası altında bulunan alanlarda yaşaması yasaklanarak, Xoybûn’u temsil edeceği Paris’e taşınmaya mecbur edildi.
Nikitine’e göre, Sureyya Bedirxan, “hem sözlü hem de yazılı alanda bir kampanyayı bir programla ve modern politik kanıtlarla uyumlulaştırarak yürüten ilk Kürt yurtseveridir.”
Bundan sonra da o “yine hep ulusal davaya kendini adamış olarak” ölümüne dek Paris’te yaşadı.

 (Kaynak: Cızira Botanlı Bedirhaniler, Malmîsanij, Avesta, İstanbul, 2000)

Arama sonucunda hiçbir kayıt bulunamadı.
İsterseniz aşağıdaki formu kullanarak daha detaylı arama yapabilirsiniz.
-
0
Kapat
UA-179024399-1