Sepetim (0) Toplam: 0,00TL

- Galisyancanın Kürdistan’daki Başarısı / El Pais

Galisyancanın Kürdistan’daki Başarısı

Kürtçeye çevrilen Séchu Sende’nin “Made in Galiza” kitabı 3.000 adet satıldı. Séchu Sende’nin geleneksel ezop dilini kullanarak yazdığı Made in Galiza (2007) kitabı Kürdistan’da dört Türk lirasına satılıyor. Kitap bir aydan biraz fazla bir süre önce, Galisyan Edebiyat Günü’nde piyasaya çıktı ve her bir baskısı 1000 adet olan 3000 adet kitabın tamamı satıldı: Resmi olarak yasak olmamasına rağmen, normalleşmesi için hala eğitimde, kültürde ve idarede zorluklarla karşılaşan 20-30 milyon kişi tarafından konuşulan bir dilde yazılmış üç bin kitap.

Bu başarıdan şaşırdığını itiraf ederken cevap bulmaya çalışan Séchu Sende (Padron, 1972) “Biz Galisyalılar ve Kürtleri birleştiren bazı şeyler var: Dilsel çatışma ve olanaksızlık,”diye özetledi. Avesta yayınlarından Di xewnan de jî ez ê zimane ê winda nekim başlığıyla çıkan Made in Galiza, daha öncesinden Galisyancadan Türkçeye İrfan Güler ve Pepa Baamonde tarafından yapılan, henüz yayınlanmamış çevirinin sonucudur. 2007 yılında yayınlanan Séchu Sende’nin hikâyeleri, bu andan itibaren yalnızca yazarların değil, politikacı ve sanatçıların da olduğu Kürt kültürünün 35 temsilcisi tarafından Kürtçeye çevrilmiştir. Made in Galiza’nın çevirmenlerinden biri olan ve Uçan Baş ve Kükürt Püskürten Adamlar hikâyelerini doğrudan Galisyancadan Kürtçeye çeviren İrfan Güler, “Böyle bir kitabın halkımızın dile olan bakışını değiştireceğini düşündük” diyor.


Güler, baskıcı bir ülkenin varlığının  -tarihi Kürdistan bölgesi, dilin çeşitli derecelerde baskıya maruz kaldığı İran, Irak, Türkiye ve Suriye sınırlarındaki alanı kapsamaktadır- neticede halkın kendi kendisinden nefret etmesine yol açtığına işaret etmektedir. Bu nedenle, yıl sonuna kadar bu eserden 10.000 adet satmayı düşündüklerini söyleyen çevirmen bunun “tarihi” bir olay olduğunu söylemekte tereddüt etmedi. Zira ilk defa bir kitap Galisyancadan Kürtçeye çevrilmiştir. Güler ayrıca, Kürtçe çıkan kitapların da “büyük sayılarda” olmadığını belirtmektedir.

Made in Galiza, dünyanın birçok kesiminde hala açık olan bir çatışmayı ele almak için mizah ve fanteziyi kullanmaktadır.  Bundan dolayı Sende, eserinin bir Galisyalının diğer benzerlerine karşı olan yakınması gibi anlaşılmasını reddetmektedir. “Kitap, birçok sesin bir araya geldiği, işbirliğine dayanan bir çalışmadır” diyor. Kitapta, evin hayaletleri belirmektedir -iki dillilikten gelen birinin diğerine üstünlüğü veya gençler arasında Galisyanca konuşanların sayısının azalması gibi-. Sende, bizden çok farklı olmayan, başkalarının dramlarına da eğilmektedir. Kapadokya’ya yaptığı bir seyahatten sonra Kürt dilinin durumuyla ilgilenir ve bu endişenin neticesi olarak da, kendi dilleri yasaklandığında sonsuza denk susan Kürdistan’ın uzak bir köyü hayali Varba’nın hikâyesi Kelimesiz Bir Yer doğar.

“Yaklaşık on yıldır Kürtçe artık Türkiye’de yasak değil” diye hatırlatan Güler, “Fakat bununla birlikte çocuklar kendi dillerinden eğitim alma olanağına sahip değiller. Galisyan dilinden çeviri bizim için İngilizceden, Fransızcadan veya İspanyolcadan yapılan bir çeviriden çok daha değerlidir, zira Galisya ile ortak çok noktamız var” demektedir.

Made in Galiza’nın çeviri ekibi de hem çok çeşitli hem de şaşırtıcıdır: Türk parlamentosunda yer alan Kürt bir milletvekili olan Osman Özçelik’ten, dil bilimci Ergin Opengin’e veya Kürt müziğinin en bilinen seslerinden biri olan, halkına yapılan baskıları müziğiyle dile getirdiği için 1976 yılından beridir sürgünde olan Şıvan Perwer gibi. Kürt topluluğunun maruz kaldığı sansürün “kabul edilemez” olduğunu belirten Sende “Bu kitap başkaları için yazıldı” demektedir. “Sadece siyasi temsiliyet eksikliği değil, aynı zamanda o dili konuşanlarda da azalma var” diye ekleyen Sende, bu fenomenin (dili konuşanlarda azalma) ne kıta ne de dil tanımadığını hatırlatmaktadır. “İngilizcenin her gün daha çok yayıldığı Porto Riko’da İspanyolcanın durumu da aynıdır.”

Séchu Sende’nin kitabı Diyarbakır gibi kitap fuarına katıldığı gibi, Ekim ayında da İstanbul kitap fuarında olacak. Altıncı baskısıyla 16.000’den fazla satan kitabı Made in Galiza’nın çıkış hikâyesini anlatırken, Prestij adlı geminin battığı en kritik günlere geri dönüyor -Siyah Şaka adlı kolektifin aktif bir üyesiydi-. “Bu probleme duyarlı çok insan var, fakat çoğu zaman baskıya uğrayanı baskıcı gibi göstermekteler” diye yakınmaktadır. Kürtçe -ki Kürtler dünyadaki en büyük devletsiz halklardan biridir- şehirlerde ve gençler arasında her gün daha az konuşulmakta ve idare de onun okullarda eğitilmesini engellemektedir. Öğretmen ve aynı zamanda yazar olan Sende, “Devletler azınlık dillerinde eğitimden hoşlanmazlar. Burada ve Kürdistan’da eğitim sistemi sosyal ve kültürel baskı aracı olarak kullanılmaktadır” demektedir. Yazar şu örneği vermektedir: beş yıl önce Santiago Belediyesi, Kürt çocukları için Kürt dilinden bir el kitabı gönderdi. Bir daha onlardan hiç haber alınamadı.

El Pais, 02.07.2010



Kapat
UA-179024399-1